Yaza yaza silmek üzere — Mahalle evlerinin tekdüze bahçe lerinde sıkıntıdan kıpkırmızı kesilmiş elmaların üzerine, okunmuş gül dikenleri saplardı anneannem. Bana gelince, işin "okunma" kısmından ziyade, "yazma" kısmıyla alakadar olmaya başlamıştım o günlerde. Altı yaşındaydım. Güzel günlüklerim vardı ve bir de asla günlüklerim kadar güzel ol mayan günlerim. Günlükler, aynakeş birinci tekil şahısların vakanüvisleriydi. Bir günlük, kişinin kendisini hayatın mer kezinde zannetmesini sağlıyor; ballandıra ballandıra, sündü re sündüre BEN diyebilmeyi mümkün kılıyordu. Oysa kendi me değil, tamamen başkalarına dairdi o dönemlerde tüm ka raladıklarını. Kendinden alabildiğine emin bir halde, hele he le tannaz-ane bir biçimde BEN diyebilmek, yalnızlığı kendi se çimleri gibi algılayanlara mahsus bir ayrıcalıktır. Bense, o hodbin perdeden gürleyemeyecek kadar seçeneksizdim muh temelen ve bir o kadar korkularla kuşatılmış. Önümde başka türlü bir seçeneğim olsaydı o vakitler, sanmam ki seçerdim yalnızlığı. Bu yüzden işte, mahremiyete itina göstermeyen kalabalıkların boğuculuğundan kaçarak, kendine ait bir oda ya çekilmek biçiminde tezahür etmedi bende yazma isteği.
Le informazioni nella sezione "Riassunto" possono far riferimento a edizioni diverse di questo titolo.
(nessuna copia disponibile)
Cerca: Inserisci un desiderataSe non trovi il libro che cerchi su AbeBooks possiamo cercarlo per te automaticamente ad ogni aggiornamento del nostro sito. Se il libro è ancora reperibile da qualche parte, lo troveremo!
Inserisci un desiderata